Satılık Köpek Yavruları
"Satılık Köpek Yavruları" ilanının hemen altında küçük bir çocuğun bası gözüktü ve çocuk dükkân sahibine sordu:
- Köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?
Dükkân sahibi:
- 30 dolarla 50 dolar arasında değişiyor fiyatları, dedi.
- Benim 2 dolar 37 sentim var, dedi çocuk "Bir bakabilir miyim yavrulara?"
Dükkân sahibi gülümsedikten sonra bir ıslık çaldı ve köpek kulübesinden beş tane yumak halinde yavru çıktı. Yavrulardan biri arkadan geliyordu. Küçük çocuk yürümekte zorluk çeken sakat yavruyu işaret edip sordu:
- Bunun nesi var?
Dükkân sahibi onun kalça çıkığı olduğunu ve hep sakat kalacağını açıkladı. Küçük çocuk heyecanlanmıştı:
- Ben bu yavruyu satın almak istiyorum, dedi.
Dükkân sahibi:
- Hayır o yavruyu satın alman gerekmiyor. Eğer gerçekten istiyorsan, o yavruyu sana bedava veririm.
Küçük çocuk, birden sinirlendi. Dükkân sahibinin gözlerinin içine dik dik bakarak:
- Onu bana vermenizi istemiyorum. O da diğer yavrular kadar değerli ve ben fiyatını tam olarak ödeyeceğim. Aslında şimdi size 2 dolar 37 sent vereceğim ve geri kalanını ayda 50 cent ödeyerek tamamlayacağım.
Dükkân sahibi çocuğu ikna etmeye çalıştı:
- Bu köpeği gerçekten satın almak istediğini sanmıyorum. Bu yavru hiçbir zaman diğer yavrular gibi koşup, zıplayamayacak ve seninle oynayamayacak.
Bunun üzerine küçük çocuk eğildi, pantolonunu sıvadı ve büyük bir metal parçasıyla desteklediği sakat bacağını dükkân sahibine gösterip, tatlı bir sesle:
- Ben de çok iyi koşamıyorum ve bu yavrunun, kendisini çok iyi anlayacak bir sahibe gereksinimi var, dedi.
Sevdaları Yaşamak
Çeçenistan savaşının en kanlı günlerinden biri... Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker komutana koştu ve: - Komutanım, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim? dedi. "Delirdin mi?" der gibi baktı komutan... "Gitmeye değer mi? Çok fazla kurşun yemiş ve delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın. Seni de kaybetmek istemem"
Asker ısrar etti ve komutan "Peki" dedi, "Git o zaman, Biz seni koruyacağız"
Asker o korkunç ateş yağmuru altında yerde yatan mücahide ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Komutan kanlar içindeki askeri muayene etti. Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü: - Vurulmuş... Sana hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim.
- Değdi komutanım, dedi asker.
- Nasıl değdi? dedi komutan. "Ölmüş görmüyor musun?"
- Yine de değdi komutanım, dedi asker. Çünkü yanına ulaştığımda arkadaşım henüz sağdı. Ve onun son sözlerini duymak benim için dünyalara bedeldi.
Ve hıçkıra hıçkıra şunları söyledi asker: - "Geleceğini biliyordum Abdullah... Geleceğini biliyordum" dedi bana